Yelkencilikte yarışlarda başarının temeline sadece denizi ve doğayı bilme, teknik, strateji ve taktik becerilerinin büyük bir fark yaratığı, kondisyonun bu karışımın küçük bir parçası olduğu dönemler geride kalmıştır.

Artık yelken yarışçılarının hem denizde hem de karada, hangi seviyede olursa olsun kariyerlerini bir proje olarak yöneten spor profesyonelleri olmaları gerekiyor.

Günümüzde; bütçeleme, marka yönetimi, fiziksel performans, beslenme, teknoloji, sponsorluk, literatür takibi ve zaman yönetimi gibi bir çok alanda kendi kariyerlerini yönetmeyen yelkencilerin başarılı olmaları mümkün görünmemektedir.

Yelken, zihinsel ve fiziksel olarak zorlu bir iştir. Yarış içerisinde sürekli olarak tonlarca veriyi zihinde toplamak ve hepsini yönetmek için bir piramidin içine yerleştirmek gerekir. Yarış gününden çok önce mükemmelleştirilmesi gereken tekne kullanımı, tekne hızı ve kondisyon için ise çok çalışmak gerekir. Bir sonraki basamak ise ekipmandır: Tekne, yelkenler, giysiler ve fazlası.
En üstte ise en büyük değişken olan hava durumu vardır: Rüzgar, gelgitler, akıntılar, bulutlar.

Yapmak ve yönetmek zorunda oldukları tüm bu konular, sportif performansı geliştirirken yarışçıları spordan sonraki hayatları için de en iyi şekilde hazırlıyor.

Yalıkavak Yelken Kulübü olarak gönülden inanıyoruz ki performansını uluslararası seviyeye taşımış bir yarışçı her şeyi başarabilir!

Türkiye’de geçtiğimiz 10 yılda yelkencilerin yukarıda bahsettiğimiz ve onları diğer sporlardan ayrıştıran özelliklerinin fark edilmesi açısından büyük bir devrim yaşanmıştır. Akademik kurumlar ve iş hayatında yelkencilerin bu özellikleri farkedilmiş, performans yelkencileri için bir çok avantaj ortaya çıkmıştır.

Bunları şöyle sıralayabiliriz;